Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Fark

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet

Tip 1 diyabet esas olarak otoimmün bir hastalıktır, vücudun bir organı kendi olarak tanımadığı ve ona saldırdığı bir durumdur. Tip 1 diyabette, vücudun saldırdığı organ, insülin üreten pankreastır, pankreastaki insülin üreten beta hücrelerini yok eder ve vücudu insülin eksikliğine neden olur.

İnsülin, vücudunuzdaki şeker miktarını düzenleyen bir hormondur. Daha sonra normal glikoz (şeker), insülin olmadan vücut tarafından emilemez. Yetersiz insülin varsa, bireyin kan şekeri seviyelerinde bir artış vardır. Tip 1 diyabetli bir kişi vücuduna düzenli olarak insülin enjekte etmek zorundadır, böylece kandaki şeker seviyeleri kontrol edilir.

Tip 2 diyabet otoimmün bir hastalık değildir. Vücudun kandaki şeker seviyelerini kontrol edememesi için yetersiz insülin üretildiği bir durumdur. Sonuç olarak, bu durumdan muzdarip biri kanda yüksek şeker seviyeleri yaşayabilir. Bir kişide Tip 2 diyabet varsa, doktor bazı yaşam tarzı değişikliklerini reçete edebilir. Bu tip diyabet esas olarak fiziksel aktivite eksikliği ile ilişkili olduğundan, doktor hastayı düzenlenmiş miktarda egzersizle birlikte sıkı bir diyete sokabilir. Bazı durumlarda doktor, kandaki şeker seviyelerini azaltmak için insülin reçete edebilir..

Bu hastalıklara en duyarlı yaş gruplarında da bir fark vardır. Örneğin, Tip 2 diyabet genellikle 40 yaş ve üstü insanları etkiler. Bununla birlikte, Tip 1 diyabet 11 yaşından küçük çocukları bile etkileyebilir.

Ne yazık ki Tip 1 diyabeti önlemek için yapabileceğiniz çok az şey var. Yukarıda açıklanan otoimmün bozukluktan kaynaklanabilir, ancak pankreasa bir şekilde zarar veren bir virüs de neden olabilir. Bu durumu önlemek için yapabileceğiniz çok az şey var.

Bununla birlikte, Tip 2 diyabet esas olarak yaşam tarzı ile ilgilidir ve bu nedenle hastalığın önlenmesi çok zor değildir. Tek yapmanız gereken sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, olabildiğince stresden kaçınmak ve her gün en az 45 dakika düzenli egzersiz yapmaktır. Hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabet, iç organlarda büyük hasara neden olur. Bu nedenle, durumunuzu en kısa sürede nasıl yöneteceğiniz konusunda her zaman tıbbi tavsiye almalısınız..